3 Ekim 2007 Çarşamba

Giyim Kuşam Yaşam

Bahreyn’e ilk defa Nisan ayında geldim, en belirgin hatırladığım şey sıcaklıktı. Bizdeki Nisan havasından sonra bana anormal sıcak gelen hava için buradakiler ‘daha yeni yeni ısınmaya başladı, sen yaz aylarını görmelisin’ dediklerinde daha sıcak nasıl olabilir diye kafamda canlandıramamıştım.

Temmuz’da büyük kızım Ece ile yaz okuluna gitmesi için tekrar geldik. Geceyarısı uçaktan indiğimizde ikimiz de nefes alamıyoruz sandık, uçak motorlarının ısısını da eklersek dayanılacak gibi değildi. Terminal otobüsüne bindiğimizde ise üşümenin böylesi....bana göre de işin garibi bizden başka kimsenin ne sıcaktan ne de klimadan şikayetçi olmamasıydı. Bizim de buna hemen alışacağımızı tahmin bile edemezdim.

Meteorolojik şoktan sonra Ece’yi terminal içinde başka bir şok daha bekliyordu, o da kendi ülkemizde sadece tek tük gördüğü simsiyah giyimli kadınlar ve daha önce hiç görmediği beyaz entarili erkekler. Yüzlerini göremediği kadınlar ile neden elbise giydiklerine anlam veremediği erkekler arasında bir ağlama tutturdu. O an bu taşınmanın çocuklarımız için çok yararlı olacağına ve önyargısız bir şekilde herkesi oldukları gibi kabul etmeleri gerektiğini burada daha kolay öğreneceklerine karar verdim. Ece’nin hala merak ettiği, bu adamlar gündüz böyle giyiniyorlarsa acaba pijamaları nasıl?

Bahreyn’li kadınlar benim beklediğimden çok daha modernler. Çalışma hayatında aktifler, günlük hayatta özgürler. Çoğu ‘abaya’ denilen siyah uzun elbiseden giyiyorlar ve başlarını da siyah bir örtü ile örtüyorlar ama burada peçe yok. Siyah giymek de bir zorunluluk değil, kapalı olmak koşulu ile renkli kıyafetler giyenler de çok. Erkekler için de aynı şey geçerli, beyaz entarinin yanında batılı tarzında giyinen de çok. Beyaz entari ve beyzbol şapka, ya da beyaz entari ve acaip şekillerde jölelenmiş saçlar gibi garip kombinasyonları da arada görüyorum.

Bahreyn ile Suudi Arabistan arasında 25 km’lik bir araç köprüsü var. Haftasonları Suudiler resmen Bahreyn’e akın ediyorlar. Sinemalar, restoranlar ve alışveriş merkezleri doluyor. Bahreyn’liler ile Suudiler’in farkını o zaman daha net görüyorum. Karikatürlerde çizilen önde erkek arkada 5-6 siyah gölge olarak yürüyen kadınların gerçeği burada. Erkekler bir kadın için kesinlikle yoldan çekilmiyor ve dümdüz sen çekil diye üstüne geliyor. Trafikte nasıl olduklarını söylemeye bile gerek yok, burada herkesin dediği ‘Suudi plaka görünce yol ver gitsin, bulaşma’. Oradaki yaşam anladığım kadarıyla bambaşka. O nedenle orada çalışan pek çok expat, ailelerini Bahreyn’de yaşatıp haftasonları ya da her akşam köprüden geçip eve geliyorlar.

Bahreyn’de alkol satın alabiliyor ve restoranlarda içebiliyorsunuz. Müslüman oldukları bariz olduğu için beyaz entarililere satmak yasak ama pantolon gömlek giyip geldiğinde sorun yok !! Burada henüz bizzat görmesem de çok ciddi bir gece hayatı var, barlar ve diskolar sabaha kadar açık.

Bahreyn bir yabancının alışkanlıklarını çok değiştirmeden rahat yaşayabileceği bir ortadoğu ülkesi. Tabi ben Türk olduğum için Arap kültürü de çok yabancı gelmiyor, bir İngiliz’e göre mesela daha az şok oluyorum....

Hiç yorum yok: