10 Kasım 2008 Pazartesi

Limonata havalar...

Geçen sene yine bu dönemlerde hep hastalıklar vardı evde, yeni geldik buranın mikroplarına alışırız dedim ama yeni bir grup mikrop bizim tüm aileyi sıradan hasta etmeyi tekrar başardı. Artık hastanelerden, doktorlardan söz etmek bile istemiyorum ama doktora güvenememek neymiş onu ilk defa burada yaşıyoruz. Beni Türk doktorlarına teslim edin demek istiyorum ben de....
Havalar tam limonata oldu aslında, bizim ülkemizin Nisan sonu Mayıs başı havasını biz şimdi Kasım ayında yaşıyoruz. Karıncalar ve kertenkeleler yok oldu, yerine hemen kara sinekler geldi. Kertenkeleden korkan biriyseniz burada işiniz zor, sıcaktan bunalan minikler hemen evlere sığınıyor. Artık çocuklar da korkmuyor, zarar vermeden evin dışına kovalamanın yollarını geliştirdik birlikte.
Birkaç hafta önce Suudi Arabistan'lı bir arkadaşımızın düğününe gittik. Sağa sola sordum ne giymek lazım diye ve en sonunda hem kendim rahat edeyim hem de oradaki abaya giymiş bayanlardan çok farklı olmayayım diye gömlek ve pantalon ile gittim. Ne abayası, ne siyah kıyafeti....inanılmaz gece elbiseleri ile gayet şık bayanlar arasında garson gibi kaldım. Suudiler ülkelerinin dışında daha farklılar, zaten kadın erkek karışık bir düğün yapabilmek için Bahreyn'i seçmişler. Vitrinlerde gördüğüm elbiseleri kim alıyor, nerede giyiyor soruma da yanıt bulmuş oldum.
Geçen hafta Hintlilerin en önemli bayramlarından biri vardı; Diwali. Işıklar Festivali diyorlar ve geleneklerine göre herkes bütçesine göre mücevher satın alıyor. Işık da mücevherlerin ışıltısından geliyor galiba. Tüm mücevher dükkanları bayram yaptılar, dolup taştılar. Bana çok hoş geldi valla bu gelenek :)
Ekonomik kriz tam gelemedi buraya, ev fiyatları ilginç bir şekilde artıyor. Dev projeler, dolgu adalar ve binlerce ev sürekli yükselen fiyatlara rağmen nasıl oluyor satılıyor aklım almıyor. Kira vermek yerine ev alalım diye piyasayı takip ediyoruz ama fiyatlar inanılır gibi değil. Bir yerde patlak verecek ama ne zaman....