21 Şubat 2008 Perşembe

Bahreyn'de Ocak ve Şubat




Neredeyse Şubat ayı bitecek ve artık havalar ısındı. Kış demek sanırım burası için Ocak ayı demek. Aralık’ta Türkiye’ye gelirken üzerimizde şortlarımız ile bavul hazırladığımız için dönüşte Ocak ayı bize de sürpriz oldu. Annem, babam ve dedem de Türkiye’ye gore çok daha sıcak olsa da burası için çok soğuk havalarda bizi ziyaret etmiş oldular. Soğuk darken en düşük 10 dereceden söz ediyorum ama ısıtması olmayan evler için o bile soğuk.

Erkekler de kışlık kıyafetlerini giyiyorlar artık, bembeyaz yerine daha çok koyu kahve, yeşil ve siyah entariler var.

Hicri takvimin ilk ayı ve Şiiler için en önemli ay olan Muharrem ayı da bu sene Ocak ayına denk geldi. Bu ay, Kerbela’da şehit edilen Hazreti Hüseyin için yas tutulan bir ay. Muharrem ayının 10. gününe burada Ashura deniyor ve resmi tatil. Ashura günü Şiiler kılıçlar ile başlarına vurarak kanatıp yaslarını ve acılarını ifade ediyorlar. Pek cok sokak ve cadde siyah bayraklar ile donatıldı, camilerde de neredeyse tüm gün dualar ve konuşmalar ile Kerbela olayı anıldı.

Bahreyn’de misafirler ile ne yapılır diye düşünürken aslında görülecek yerlerin çok da az olmadığını fark ettim. Burada müzecilik oldukça iyi, tarihlerine önem veriyorlar. El yazması Kuranların olduğu Bait al Kuran ve Bahrain National Museum oldukça etkileyici. Yaban hayatı korumak için kurdukları Al Areen Wildlife Reserve ise Arap Yarımadası ve Afrika’da yaşayan hayvanlar ve o bölgelerin ağaçlarını çiçeklerini görmek için güzel bir yer. Bahreyn’liler bu yemyeşil yeri piknik yeri olarak da kullanıyorlar, bu açıdan bize çok benziyorlar.

Dubai Bahreyn’den uçak ile 50 dakika sürüyor. Annemler ile bir haftasonunu da Dubai’de geçirdik. Çok değil 50 yıl öncesine kadar küçük bir balıkçı köyü olan Dubai para ve vizyon bir araya gelince neler yapılabileceğinin örneği. Dünyanın en yüksek binasını yapıyorlar ama şehire ruh katmak sonradan olmuyor, etkileyici ama bir o kadar da yapay. Yine de Türkiye’ye kar hayalleri ile giden ve kar bulamayan kızımı Ski Dubai yapay da olsa kar ile buluşturdu.

Dubai’den sonra Bahreyn küçük bir kasaba gibi geldi bana ama daha az trafik ve daha az kalabalık hayatı çok daha kolaylaştırıyor. Bir yerden bir yere giderken yolda zaman kaybetmeyince bir sabah içinde dışarıda uzun bir kahvaltı ve sonrasında iki ayrı sanat galerisi gezisi yapıp 12’de okul servisi görevi için hazır olabiliyorum. Belki yakın zamanda bir işim olacak, o zaman da çalışırken Bahreyn nasıl oluyor onu yazarım. Çok stresli olmayacağını düşünüyorum umarım yanılmam.